İlk Türklük ve İlk İndo-Germenlik
Etnolojiye Dayanan Cihan Tarihinin Işığı Altında İlk Türklük ve İlk İndo-Germenlik
Prof. Dr. Wilhelm Koppers
Burada verilen izahatta ilk Türklük ile ilk Îndo-Germenlik karşı karşıya tutuluyorsa, bundan, her iki kıymet, kayıtsız ve şartsız olarak ayni mukayese müstevisi üzerinde bulunuyor addedilebilirmiş gibi bir mâna anlaşılmasın. Malûm olduğu veçhileTürkçe, Altay dil ailesinin bir rüknünü teşkil eder. Bu aileye, moğolcadan maada, – muhtelif talî lisanlariyle, daha doğrusu lehçeleriyle, – tiirkçenin kendisi, ve şüpheli olarak, Altay dili olduğu, malûm olduğu üzere, Shirokogoroff tarafından ısrarla reddolunan Manço-Tunguz dili mensuptur. Maalesef Altayın Ural’la olan münasebetleri vazih surette meydana çıkarılmış değil¬dir. Fakat günün birinde, hem kültür tarihi, hem dil bakımından, ilk İndo-Germenliği, yine kültür tarihi ve kısmen de dil mânasında alınan bir «ilk Ural (Samoyed) – Altay» lıkla karşılaştırmamız icap etmesi ve burada Altay’dan (biraz evvelki izahatımızın ruhuna uygun olarak) yalnız Türk-Mogol’a mensup, anlaşılması mümkün¬dür. Binaenaleyh, izahatımızın çerçevesi içinde, Türklük, yahut ilk Türklük tabirleri, umumiyetle, mutad olan mânadan daha geniş bir mânayı haizdir. Fakat aşağıdaki tafsilâtta, sıklet merkezi kül¬tür tarihi tarafında bulunduğundan, ve mukayeseler, neticede, kompleksden komplekse yapıldığından, (ve verilen isimlerin ehem¬miyeti talî bir dereceye düştüğünden) hareket tarzımızın bir zarar vereceği pek memûl değildir; bununla beraber, bu mülahazaları önceden arzetmeği faydalı, hatta zarurî gördük.