Moğollar Macaristan’dan Neden Çekildiler?
Ağaç halkaları, araştırmacıların havayı tahmin edebilmeleri için kullanabilecekleri yıllık büyüme izlerini barındırır. Bu fotoğraf, Güney Polonya’daki tarihi bir binadan çıkan bir köknar kerestesine ait. C: Ulf Büntgen.
O yıllardaki Doğu Avrupa’nın iklimi üzerine yapılan yeni bir araştırma, bu gizemli geri çekilme hakkında yeni bir fikir ortaya koydu: Moğollar, kelimenin tam anlamıyla batağa saplanmıştı.
Ağaç halkalarından elde edilen yeni verilere göre, 1242 yılında Macaristan’da soğuk ve karlı geçen bir kış, kendini yağışlı bir bahara bırakmıştı. Sonuç itibariyle, Macaristan’ın çayır alanları bataklığa dönüştü, diyor çalışmanın araştırmacılarından Nicola Di Cosmo.
Atlarına bel bağlamış olan Moğollar, yumuşak arazilerde etkili bir şekilde hareket edemeyeceklerdi ve atlarının otlayabileceği çok az alan kalacaktı. Di Cosmo, “Bu, yalnızca bir kış dönemi içinde, küçük bir iklim değişikliğini tespit ettiğimiz ve oldukça önemli bir tarihi olaya bağlayabildiğimiz çok az durumdan biri.” diyor.
Mikroskopla incelenen meşe ağacı halkaları, araştırmacıların Moğolların Macaristan’ı işgal etmeye çalıştıklarında yağış ve bataklık koşullarıyla karşı karşıya kaldıklarını bulmalarına yardımcı olan doğal bulgular arasındaydı. C: Willy Tegel
Macaristan’ın işgali
Macaristan’ın işgali, meşhur Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın 1227’deki ölümünden sonra gerçekleşti. Varisi olan oğlu Ögeday Han, Moğolları 1235’te Rusya’ya, ardından da 1240’da Doğu Avrupa’ya götürdü.
Di Cosmo’nun Scientific Reports dergisinde yazdığına göre, “Birden fazla Moğol komutanı, 1241 baharında Macaristan’a en az 130.000 asker ve neredeyse yarım milyon at getirdi.” O yılın Nisan ayında Moğollar, hem Polonya hem de Macar ordusuyla savaştı ve Doğu Macaristan’da bir idari sistem kurarak çok önemli savaşlar kazandı.
Araştırmaya göre, 1242 yılının başlarında bölgedeki Tuna nehri ve diğer nehirler dondu. Bu da, Moğolların ani geri çekilmelerine kadar, birkaç ay boyunca savaşarak geçirdikleri Batı Macaristan’a geçmelerini sağladı.
İklim araştırmacısı ve araştırmanın yardımcı yazarı Ulf Büntgen, Kuzey İskandinavya’dan, Ural dağlarından, Romanya’daki Karpat dağlarından, Avusturya’daki Alp ve Rusya’daki Altay dağlarından alınan ağaç halkaları verilerini, Moğol ordusunu harekete geçirmiş olabilecek iklim faktörlerini çözebilmek için inceledi.
Di Cosmo, “Daha önce ortaya atılan teoriler, Ögeday’ın Aralık 1241’deki ölümünün, Moğolların başkomutanının yurtlarına geri dönmeye ittiğini öne sürüyordu fakat bu pek de tatmin edici bir bilgi değil.” diyor. Çünkü başkomutanları, Moğolistan’daki siyasete dahil olmak için oraya hiç geri dönmedi, aksine tekrardan Rusya’ya gitti.
Moğollar Macaristan’ı işgal edip, aniden geri çekildikleri sırada Doğu Avrupa’nın 1241-1242 yıllarındaki havasının yeniden canlandırılmasına yardımcı olmak için kullanılan dört meşe halkasının mikroskobik görünümü. C: Willy Tegel
Bataklığa karşı askeriye
Ağaç halkaları, yazları büyüyen ve kışları sessizliğe gömülen ağaçların, araştırmacıların havanın belirli bir yılda nasıl olabileceğini tahmin edebilmesi için kullanabilecekleri özellikleri barındırır.
Büntgen’in incelediği bu kalıntılar, Macaristan’da 1238 ile 1241 yıllarında, ortalamanın üstündeki bir sıcaklığı ve ardından 1242 ile 1244 yılları arasında serin bir yaz mevsimine dayanıyor. Araştırmacıların bildirdiğine göre, 1242 yılında Güney Polonya, Çek Cumhuriyeti, Batı Slovakya, Macaristan’ın kuzeybatısı ve Doğu Avusturya’yı kapsayan bölge son derece yağışlıydı.
Di Cosmo, “Baharla gelen bu su baskınlarının, Moğolları engellemiş olabileceği mantıklı geliyor. Macaristan’ın çayır alanları, 1700-1800’lerde büyük çaplı bir drenaj projesi yürütülene kadar bir bataklıktı.” diyor.
Di Cosmo’a göre, Moğollar, Karpat dağları eteklerinden ve diğer yüksek yerlerden geçip, başlangıçta geldikleri rotadan farklı bir yol izleyerek geri çekildi. “Bütün bunlar bence çalıştıkları araziden memnun olmadıklarının kanıtı.” dedi.
Di Cosmo ve meslektaşları, 1211 ve 1225 yıllarında ılık ve yağışlı bir havanın olmasının, atları için bol yem sağladığından, Moğolların başlangıçtaki genişlemesini tetikleyerek onlara yardımcı olduğunu daha önce keşfetmişti.
Diğer iklim araştırmacıları da Moğolların iklimi etkilediğini ortaya koymuşlardı: 2011 yılında araştırmacılar, 1200’lerdeki Moğol istilasının küresel karbondioksit seviyelerinde küçük ama fark edilebilir bir etki yarattığını çünkü genişleme politikalarının ölümlere ve yıkımlara neden olarak, tarımda ormanların tahribine neden olduğunu belirtti.
Yazar: Elifnur Bingöl
Kaynak: Büntgen, U., & Di Cosmo, N. (2016). Climatic and environmental aspects of the Mongol withdrawal from Hungary in 1242 CE. Scientific reports, 6, 25606. arkeofili.com adresinden alınmıştır.
Moğolların bütün Avrupa’yı ele geçirdiği korkunç bir gelecek tasvirini düşünün.Şu anda olduğumuzdan en az 1000 yıl geride olurduk çünkü yağma,katliam,talanlar ve tecavüzler kültürleri,halkları acımasızca soykırıma uğratır.Sırf atların ilerlemesine engel olmasın diye ormanlar yakılır hayvanlar bile yok edilirdi.Şu örneği unutmayın Afganistan yani bir zamanların Türk islam coğrafyası ilimin ve bilimin beşiğiydi ardından Moğol istilaları bu ilim ve bilim yuvalarını yıkıp geçti.Şuan Afganistan’ın aşırı bir cehalet yaşamasının kökeni buralara kadar dayanıyor.Kadınlara zaten önem verilmiyor.Gerçi şaşırmamak lazım moğol hükümdarı cengiz okuma yazma bilmeyen uçkuru düşkünü sistematik bir tecavüzcüydü.Kütüphane yıkan birinin insanlık medeniyetine kültürel ve insani bir ilerletme kaydetmesi beyhude olurdu.En büyük üzüntüm tarih boyunca yıkılan Türk devletlerine bakıyorum pek çoğu Moğol saldırıları sonucu yıkılmış.İlim ve bilim üreten pek çok Türk medeniyetinden olan Selçuklular ve Harzemşahların sonu moğollar yüzünden yaşlı veya çocuk demeden,hamile kadınların bile katledilmesiyle çok ama çok acı bir şekilde bitti.
Tamamen tarihten yoksun ve çağın sosyolojisinden bihaber yapılmış bir yorum.O kadar Tatar Moğol boylarını bir araya toplayıp bir düzen kurabilmek o çağında bu çağında en büyük işidir.Bos konusmussun
Okuma yazma bilememesine rağmen bilinen dünyanın 5/1 ini ele geçirmiş liyakata dayalı bir sistem kurmuş Moğol sınırları dışında cehalet kol gezerken karakurumda bilim adamları ve çoğu halk ilim sohbetleri yapıyordu bu kadar savaşı kazanmak için daha önce denenmemiş strateji geliştirmiş Abbasi denen pislik Topluluğunu yok etmiş birisi için tecavüzcü demeniz aptallıktır cehalettir.
Kuzey yarım kürenin yarısını ele geçirmiș Moğol ordularının Han’ı Cengiz’e “okuma yazma bilmez, uçkur düșkünü tecavüzcü” demek için Arap ağzına sahip olmak gerek. Sentezci Arap-Fars zihniyeti tarihi kuyruk acılarıyla hala cıyaklıyor.
Kütüphane yakan lider arayan varsa, meșhur İskenderiye Kütüphanesini yakan “Müslümanların halifelerinden 2.si olan Ömer’dir.”
Okuma yazma bilmemeyi zayıflık görenler hangi müslüman liderin okuma yazma bildiğini șuraya yazsın da biz de öğrenelim.
Uçkur düșkünü tecavüzcü arayanın İslam Tarihine șöyle bir göz atması yeterlidir. 8 yașında çocuğu nikahına alıp da bunu Allah’la meșru kılan sapıkların adını buraya yazmaya gerek duymuyorum.
Türklüğü müslümanlıkla yüceltmeye kalkan devșirmeler, dönmeler, Türk-İslam tarihinden bihaber olsa gerek. Osmanlı’daki “harem” kültürünü, hangi padișahın hareminde kaç kadın olduğunu buraya yazmaya kalksak 1 haftamızı alır.
Yağma, talan, yıkım… Bunların tamamı müslümanların “cihat”ında helaldir. En güzel örneğini de müslüman araplar, Emeviler vermiștir.
Türk devletlerini yıkan șey doğrudan Moğol saldırıları hiç değildir. Osmanlı-Timur Devleti, Osmanlı-Safevi Devleti arasındaki savașlar; Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu devletlerinin savașları ekseri hristiyan ve Oğuzlarla olmuștur. Koca bir tarihi tek bir Moğol saldırısına bağlamak at gözlüğü takmaktan bașka bir șey değildir.
Size katılıyorum. Benim yazmak istediklerimi aynen yazmışsınız İlk resmi islami secen Türk devleti karahanlilar(öncesinde Karluklulardir). Islami secmeyen diğer Türk devletlerine darulharb,(Müslüman olmayan bir devletin hâkimiyeti altındaki topraklar için kullanılan fıkıh terimi.) Yani sonuçta Türk turke karşı savasmis. En güzel kaynak Taberi tarihi,bahriye Üçok emeviler abbasiler, Arap milliyetçiliği ilhan Arsel daha bir çok kaynaklar var lakin bu kadari yeter..
Cok guzel bir cevap.Tebrik ederim.